Kadınların ayak sesleri!
Ahmet Çınar
Kimisi 30 yaş üzerinde anne, kimisi de 20'li yaşlarda anne adayları.
Hani bir deyim vardır ya! 'Elindeki hamurla erkek işine karışma' diye.
Onlar bu deyime kafa tutarcasına erkek işine karıştılar bile!
1991 yılında başlayan ve 32 yıldır devam eden Dünya Kadınlar Futbol Turnuvası Avustralya ve Yeni Zelanda'nın ev sahipliğinde olağanüstü maçlara sahne oluyor.
Uzak çekimle izlediğinizde, sanki erkek maçı izliyormuş görüntüsü veren, ancak, yakın çekimde 'Allah Allah bunlar kadınmış yahu!' dedirten bir cambazlıkla bütün hünerlerini ortaya koyuyorlar.
Maçları büyük bir dikkatle izliyorum. Amerika ve İsveç arasında oynan maç ile İngiltere-Nijerya arasında, seyir zevki üst seviyelerde olan maçlarda izleyenler futbola doymuş olmalı.Teknik ve taktik açıdan, her iki maçta da takımların ortaya koydukları mücadele her türlü alkışı hak etti.
Dayanıklılık, sürat, toplu hücum ve toplu defans anlayışı nasıl olmalı sorusunun bir karşılığı gibiydi sanki ortaya konan futbol.
Üstelik bu iki maç da 120 dakika sürdü. Ne oyun hızında düşüş, ne de bir yorgunluk göze çarptı. Sanki oyun yeni başlamış gibiydi maç sonu takımların diriliği!
Futbolun ana unsuru olan, vuruşlar, sürüşler ve stoplarda bir cambaz gibiydiler her biri.
Yerini bulmayan pas neredeyse yok denecek kadar az sayıdaydı. Hemen hemen bütün maçlarda hakemlerin çaldığı düdük sayısı çok azdı. Futbolcular birbirlerine karşı saygı çerçevesinde davranmaya gayret ettiler.
Sahayı enine-boyuna kullanmaları ve kontra toplardaki pozitif düşünceleri, takımların yıllar önce uyguladığı kümelenmelerin önüne geçmek ve oyunu açma düşüncesiyle ortaya koyulan oyun anlayışına benzer bir güzellikteydi. Bir de en çok dikkatimi çeken şey, öyle geride topu sağa sola oynayarak rakip takımı üzerine çekme gibi bir futbol çirkinliğini ortaya koymadılar.
Ben, teknik adamların yerinde olsam, bu maçların kasetlerini futbolcularıma izlettiririm.
Yazıya futbolla başladık, kadın dedik, onların becerilerini ortaya koyduk. Aslında ortaya koymamız gereken şey; kadınların ayak seslerini dillendirmek olmalı diye düşünüyorum. Dünyaya baktığımızda kadınların çeşitli konulardaki hakimiyetlerini görmezlikten gelemeyiz. Gelişmekte olan ülkeler konumundaki ülkemizde de kadınların ayak sesleri kulaklarımızı tırmalıyor olmalı. Yuvayı yapan dişi kuşlar, son zamanda 'İş adamı' tabirini, 'İş insanı' tabirine çevirme başarısını göstermediler mi?
Öyleyse gelecekte hazırlıklı olalım. Bu ayak seslerini bundan sonra daha sık duyacağız, kulaklarımızı tıkasak bile.