Levent ÇİL

SIKINTI YAŞARKEN BİLE DOĞRUYU SÖYLEMEK…

Levent ÇİL

“Ben sıkıntı yaşamayım” diyerek sessiz kaldığımız konular vardır ya. “Bana bulaşmasın” endişesi ile hareket ettiğimiz durumlar vardır. Sırf bu yüzden sessiz kaldığımız ve biz sessiz kaldığımız için zarar gören insanlar vardır. Bu insanları hiç düşünmeyiz bazen, bir yanlışlık, bir hata gördüğümüz de başımızı çevirip ya görmezden gelir veya oralı bile olmayız. Bu olayın bizim başımıza geleceğini hiç düşünmeyiz bile. Aynı olayın başımıza geldiğinde belki kınayacağımız bir davranışı ne yazık ki kendimiz yapmıyoruz.

Toplumsal olaylarda da maalesef aynı hataları yapıyoruz. Bir kesimi ilgilendiren olaylar karşısında maalesef diğer insanların sessizliğine şahit oluyoruz. Geçmişte örneklerini çok yaşadık. Yakın tarihten bakacak olursak,

Başörtüsü konusunda yaşadık.

Ergenekon konusunda yaşadık.

12 Eylül döneminde yaşadık.

28 Şubat döneminde yaşadık.

Bu dönemlerde hep birileri mağdur edilirken başımızı kenara çevirip, “bu olay nedir?” diye sorgulamadığımız gibi ön yargı ile yaklaştık. Hatta, hemen “vatan haini” damgasını basıverdik. Ülkücüler baskı görürken solcular sessiz kaldı, solcular baskı görürken ülkücüler. Başörtüsü ile ilgili sorunlar yaşanırken sadece başörtüsü sorununu yaşayanlar çıktı ortaya. Bir sendika sorun yaşarken aynı kulvarda mücadele veren başka bir sendika “Sıra bana gelecek mi” diye düşünmedi maalesef.

(Tüm bu örneklerde ki istisnalar anlatılanlara dahil değildir.)

Sorunlar hep bir kesimin sorunu, başkasını ilgilendirmez gibi yaşanıyor maalesef ülkemizde. Bir sendika grev yaparken, “Aferin. Haklarını arıyorlar” diyeceğimize “ayrımcılık yapıyorlar, şimdi sırası mı?” diye eleştiriyoruz.

Bu konu; önceki gün Belçika’da yaşanan bir grevle ilgili yapılan röportajları dinlerken geldi aklıma. Havayolu çalışanları. Haklarını alamadıkları veya çalışma şartları nedeniyle grev yapıyorlar. Grev süresince hizmetler durmuş. Bu hizmetlerden yararlanmak isteyenler, havaalanında bulunanlar belli ki sıkıntı yaşıyorlar. Sıkıntı yaşamalarına rağmen kurdukları cümleler benim aklımdan hiç çıkmayacak türden.

“Biz belki birkaç saat havaalanında bekleyeceğiz. Uçaklarımız kalkmayacak. Sıkıntı yaşayacağız ama bu insanlar haklarını aramak zorundalar. Haklarını aradıkları için tebrik ediyorum.”

Bunu söyleyen kadın o grev nedeniyle mağdur olan insan.

İşte sanırım tam da yazımında vurgulamak istediğim konu burası. Biz birileri hakkını ararken, bir kesimin “yandaşı, candaşı, yoldaşı” diye yaftalarken başkaları destek oluyor. Hem de mağdur olurken. İşte biz ne zaman bu anlayışa sahip olursak o zaman ülke çağdaşlık yolunda mesafe almış demektir. Aksi halde birbirimizle uğraşıp dururuz. Bir kesim sıkıntı yaşarken bir kesim başını başka yöne çevirirse vay halimize… Aynı yerde debelenip dururuz…

Yazarın Diğer Yazıları