Ali Naibi bu işi çok iyi biliyor (!)
Hakan Çiftci
Ali Naibi’nin yetersiz olduğunu belirterek, bir önceki yazımda duyurmuştum.
Evet, şu ana kadar sportif direktör Ali Naibi hakkında herhangi bir eleştiride bulunmamış, yapacağı işlere göre hareket edeceğimi belirtmiştim.
Bak gör ki, gelen gideni aratır cinsten yetersiz transferlerle başımız yine dertte!
***
Bir önceki sezon Bülent Bölükbaşı’nın yapamadığı, gücünün ve kapasitesinin yetmediğinden dolayı bir dünya boş, çöp transferlerle başımız epey bir ağrımıştı.
Maddi olarak da halen çilesini çekiyoruz.
Ne yazık ki, çok ders alınmamış ve aynı senaryoya yakın bir yol izlendiğini görüyoruz.
***
Öncelikle Ali Naibi ismini daha önce kaç kişi duymuştu?
Beşiktaş’ta ne iş yapıyordu, burada ne iş yapıyor?
Futbol piyasasına ne kadar hakim ve ne kadar donanımlı?
Bunları şu ana kadar göremedik, görür müyüz bilemiyorum, ama halen transfer yapılıyorsa ve eksikler varsa kimse bana maval okumasın.
***
Altay maçı bizim için en büyük örnek ve ders!
TFF 1. Lig’den çıkan bir takım ve eksiklerine göre planlı, programlı hareket edilerek, yapılan bir transfer politikasını görüyoruz.
İlk hafta biz, ikinci hafta da Alanyaspor’u mağlup ederek, ne kadar doğru iş yaptıkları görülüyor.
Ama biz, ne yazık ki, temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp yemeye devam ediyoruz.
Transfer politikamız şu: doldurt-boşalt!
***
Kadromuzu büyük oranda bozduk, yeni bir takım hüviyetine büründük, 14 yeni transfer yaptık, 20’ye yakın oyuncu gönderdik ve hali hazırda bulunup da yabancı kontenjanından dolayı lisansını çıkaramadığımız bir dünya futbolcumuz var.
Ve halen transfer yapıyoruz, en az 2 oyuncu daha almamız gerekiyor.
Her bir futbolcunun maliyeti milyon TL’ler tutuyor.
Elimizdeki oyuncuları göndermeden, halen adam alıyorsak, Ali Naibi’nin iş bilmezliğinden kaynaklandığını söylemek mümkün!
***
Son yapılan Mame Thiam ve kaleci Cenk Gönen transferi de yine Naibi’nin yetersizliğini açık bir şekilde gösteriyor.
Thiam geldi, ama lig başlayalı 2 hafta oldu, kaleci Doğan’ın gideceğini dünya alem duyarken, Cenk transferinin de bu denli geç yapılması Naibi’ye eksi not yazdırdı.
Mario Gavranovic varken, Thiam neden alındı demiyorum, alternatif iyidir, ama kadrodan hangi oyuncunun lisansı askıya çıkacak, kimsenin umurunda değil!
***
Şimdi diyenler olmuştur, Ali Naibi ne yapsın?
Bütçe ve borçlar yüzünden böyle bir yol haritası izleniyor olamaz mı?
Tabii ki de olabilir, ama bu şekilde olamaz, olmamalı!
Futbolda sezon öncesi planlama diye bir kural var.
Teknik direktörünüzü ve futbolcularınızı yeni sezon öncesinde programlı bir şekilde hazırlarsınız ve bunun akabinde oyun sistemine ve bütçenize göretransfer yaparsınız.
Her mevkiinin en az 1 alternatifi olmalı, bunun yanı sıra birkaç mevkide oynayabilen oyuncularınız bulunmalı.
Kalede en az 3 futbolcunuz olması da kesinlikle şart!
Ama, biz halen yabancı çöplüğüne dönen bir kadromuz varken, üzerine aldıkça alıyoruz.
Demek ki, iyi planlama yapılmadı ki alınıyor.
Yetersiz oyuncular alındı ki transferler bitmiyor.
Ya da işi bilen yok!
Gerçi bizim paramız çok!
***
Lionel Carole, Onur Bulut, İbrahim Akdağ ve Mustafa Pektemekgibi futbolcuların burada olmaması gerekiyordu.
Kolovetsios varken, daha yavaş Hosseini’nin de alınması yine yanlış planlama.
Defansa kısa boylu, hızlı ve topu oyuna çabuk sokabilen bir stoper alınmalıydı.
Bir uzun stoper, bir de kısa, tabii ki alternatifiyle birlikte yapılmalıydı.
***
Kontenjandan dolayı şu ana kadar Ackah, Fernandes, Gustavo, Luckassen, Manzala’nın lisansı çıkmadı.
Bu futbolcuların yanı sıra Zoran ve Avramovski’nin de gönderilmesi muhtemel.
Hatta, Steven Caulker’ın alınması durumunda Ali Karimi’nin de gönderilmesi düşünülüyor.
Thiam geldi, yabancı sayısı arttı, biraz önce belirttiğim gibi Steven Caulker’ın gelmesi muhtemel!
Hangi oyuncular ile yollar ayrılacak ya da vazgeçilecek hep birlikte göreceğiz.
Ali Naibi, bu işi çok iyi biliyor, yukarıda saydığımız isimlerin hepsini gönderir, bunların yanı sıra şişen kadroyu da en az zararla halleder umudu taşıyorum (!)
***
Lafı çok uzatmaya gerek yok!
Biz her yıl 20’ye yakın adam alıp,aynı oranda göndermeye, oynatamadığımızdan dolayı lisansı çıkarmayıp, beslemeye, para ödemeye alışığız.
Böylesine bir yapıda kim gelirse gelsin, başarılı olması mümkün değil.
Kısa vadede bir kıpırdanma olabilir, ama borç yükü dağ gibi birikir ve yeni gelecek yönetime miras kalır.
Bu hep böyle olmuştur ve olmaya da devam edecektir.
Ne diyelim ki?
