ONLAR KİM Mİ?

Altın bin liraya, Dolar ve Avro 10 liraya koşuyor.
Ama birileri, pis pis sırıtarak izliyor, ülkenin bu felakete doğru dörtnala gidişini.
Çünkü onlar, kriz ortamlarını seven, krizi fırsata çevirip köşeleri dönenlerdir.
Onların bazıları, uğruna bakanlık makamındaki insanların görevden alınabildiği, devlete yaptığı işin sözleşmesini dolar üzerinden yapan ve o sözleşmeye, “İhtilaf halinde İngiliz Mahkemeleri yetkilidir” şerhi koydurarak, soyduğu devlet yapısına bile güvenmeyen, ama siyasetçilerin önlerinde takla attığı ahlaksız bir güruhtur.
Çünkü onlar kaz gelecek yerde, tavuğu siyasete ve bürokrasiye sunan, işlerini rüşvetle, adam bağlamakla yürüten ahlaksızlardır.
Onlar, “Bu Milletin a…. Koyacağız” dediğinin iki hafta sonrasında devletin üst makamlarınca ‘Hayırsever’ denilerek plaketle onurlandırılan! onursuzlardır.
Onlar, geçen yıl izne geldiğinde bozdurduğu 1000 Avrosu 5 bin lira bile etmeyen, ama bu yaz aynı miktarda avro bozdurarak, 8 bin lirayı cebine yerleştirek ve “Allah bu iktidarın ayağını taşa değdirmesin. İnşallah 221’de geldiğimde 1000 avrom 10-12 bin lira edecek” diyebilecek kadar kendi çıkarını, ülkesinin çıkarının üzerinde tutan ve kendini şark kurnazı sanan zavallılardır.
Onlar, “Adam sıkışmış, 1 milyon liralık villasını satışa çıkardı, 600 bine kapattım” diye övünebilecek, şeref yoksunlarıdır.
Onlar semt pazarında, Fatma Ana’dan yumurta alırken, 15 liralık bir koli yumurtayı 10 liraya indirten, sonra da lüks bir lokantada 150 lira bahşiş bırakan sonradan görmelerdir.
Onlar, daha dün çıkıp utanmadan, yüzü kızarmadan “Ekonomimiz büyüyor” diyecek, diyebilecek kadar, ikbalini iktidarın ikbali ile özdeşleştirmiş ahlak fukaralarıdır.
Daha da acısı nedir biliyor musunuz?
Önceki gün, daha önceki gün Hazine ve Maliye Bakanı çıkıyor ve diyor ki;
“Dünyanın parmakla gösterdiği ülke olmaya doğru hızla ilerliyoruz..”
Allah Aşkına söyler misiniz, derin ekonomik bilgiyi bir kenara koyun, iki kere ikinin dört ettiğini bilecek kadar matematik bilgisi olan biri, böylesi bir dönemde bu sözleri söyleyebilir mi?
Açlık sınırının 2 bin 900 liraya demir attığı, yoksulluk sınırının 8 bin lirayı test ettiği, kişi başına düşen milli geliri 5 yılda 2500 dolar azalan bir ülkenin nesi parmakla gösterilir, hiç düşündünüz mü?
Ekonomi tecrübesine çok güvendiğim bir isim, İlhan Kesici diyor ki;
“Altın ve Dövizdeki hızlı yükselişin en temel sebebi ‘güven’ yokluğudur. Çok önemlidir. Siyasette de, devlet yönetimine de, ekonomi yönetimine de güven en alt düzeylerde. Olan memlekete, herkese ve hepimize oluyor.”
Şimdi sormazlar mı Sayın Bakana, “Ülkesinde, milletinden güven bulamayan bir ekonomik anlayış, nasıl dünyanın parmakla göstereceği ekonomisi haline gelebilir?”
Gömü buldunuz da bizim mi haberimiz yok.
Bakınız paramızdan 3 sıfır attığınız 2009 yılında en büyük kağıt banknotumuz 200 lira ile tam 131 dolar alıyorduk. Dün itibarıyla 26 dolar alabiliyoruz.
Daha nasıl, daha hangi örnekle anlatalım, yapamadığınızı, yönetemediğinizi.
Sarayın güvenilir! Ekonomi danışmanı 5 yıl önce “Dolar 3 lirayı geçerse yüzüme tükürün” diyordu, Türk Milletine.
Dolar 7,5 liraya dayandı.
Tükürmekle olmaz artık, mercimek kadar onuru varsa o adam istifa etmeli, ederken de bu milletten özür dilemelidir.
Daha da acı olan nedir biliyor musunuz?
Menderes iktidarlarında “Türkiye Küçük Amerika olacak” diye hedef gösterilirdi Türk Milletine..
Şimdi ise “Türkiye küçük Katar olacak” hayalleri kuran bir güruh türedi güzel ülkemde.
Beyler, efendiler, ağalar..
Altın ve dövizde gelinen son durum;
Piyasalar Merkez Bankasının müdahale gücünün kalmadığını düşünüyor. O nedenle dolara yöneldi.
Böylesi zamanlarda, dövizi frenleyen faiz aracı Saraydan yasaklı. Faiz artırımına izin verilmiyor.
Merkez Bankası’nın döviz rezervinin de kuruduğunu piyasalar çok iyi biliyor.
Gelinen bu noktada, bırakın Ayasofya’yı, Vatikan’da Cuma namazı kılsanız bile işiniz çok zor.
Allah bu mazlum milletin yardımcısı olsun, ama zor bir kışa koşar adım gidiyoruz.