Ahmet ZORLU

KAN KOKUSU...

Ahmet ZORLU

Yaşım gereği, Türk Demokrasi Tarihinin en çalkantılı dönemlerinden 12 Eylül öncesini genç bir gazeteci olarak yaşadım.
Kanıksanmış bir yapı oluşmuştu o dönemde de.
Bir sol oluşumun kalabalığının önünden geçerken bir provakatörün, "Bu MHP'li", ya da bir ülkücü grupun önünden geçerken içlerinden birinin "Bu komünist" demesi, hastanelik olmanız için yeterdi..
Liselerde, üniversitelerde oluşan gruplar topluca okula gider gelir, genelde aralarında polis ekipleri güvenliği sağlardı.
Sol oluşumların bitamamı, sosyalist sistemi, ülkücü oluşumlar Türk Milliyetçiliğine dayalı bir sistemi, islami temelli Akıncılar, MTTB gibi gençlik oluşumları da şeriat temelli bir yönetim sistemini savunurdu.
Zaman zaman, işledikleri cinayetler, yaptıkları gösteriler ile de adlarından söz ettirirlerdi.
Ama ne sağdan, ne soldan hiç bir yapı gidip baraj yapımında çalışan, yol yapan işçileri tehdit ederek iş makinalarını yakmaz. Okulların kapatılması için öğretmen kaçırmaz, okul yakma girişiminde bulunmazdı.
1994 ve sonrasında başlayıp gelişen ayrılıkçı oluşum, ülkenin ekonomik ve kültürel gelişiminin önlenmesi için özel bir çaba ortaya koyuyor.
Evet 1980 öncesi de terör olayları yaşanırdı.
Ama bu kadar pervasızına tanık olmadık, olmazdık.
Ankara'da, barış istemiyle bir araya gelen binlerce insanın ortasında canlı bomba patlatmak, bu ülkenin, bu toplumun değer yargılarına yüzde yüz ters bir durumdur.
İçerisinde nokta kadar ülke sevgisi olan bir siyasi ve ideolojik yapı barış diye haykıran binlerce insanı hedef almaz, alamaz.
Ankara'daki feci olay yüzünden hepimiz yaşadığımız coğrafya parçalarında tedirgin bir hafta sonu geçirdik.
Resmen ilan edilmeseydi bile, hep birlikte can veren ve tanımadığımız insanlar için yas tuttuk.
Devletin üzerine düşen çok önemli bir görev vardır.
Maşaların kimliklerini tespit etmek kolaydır.
Bu maşayı tutan elin bulunması ve en ağır şekilde cezalandırılmalarının sağlanmasıdır önemli olan.
Ama doğrusu bu anlamda biraz karamsarım.
Cumartesi günü Sayın Başbakan açıklama yapıyor ve Suruç saldırısında kendini patlatan ve adı sonradan öğrenilen canlı bombanın yakalanıp tutuklandığını söylüyor.
Yahu, kameraların karşısına çıkmadan insan emrindeki birlerce güvenlik sorumlusundan bilgi alır. Paramparça olan ve kendisiyle birlikte genç insanları ölüme götüren caninin yakalandığını söylemek, ilgisizliğin ve duyarsızlığın bir göstergesi değil de nedir.
Ülkemizde son dönemlerde yaşanan terör olaylarının tamamı, ülkenin birliğine, bütünlüğüne yönelik saldırılardır.
O halde devlet, bu terör oluşumlarının adına, markasına, inancına bakmadan hepsinin kökünü kazımalıdır.
Eğer birini hedef tahtasına koyup, diğerinin sırtını sıvazlarsanız, yarın sırtınızdan bıçaklanmayı göze alacaksınız.
Örnek mi?
Adana tırları ve o tırların silah götürdüğü sözde islami yapılanmanın bu gün bize saldırmaya başlaması gibi..
YETMEZ Mİ?

Yazarın Diğer Yazıları