Ahmet ZORLU

GÖĞÜS GÖĞÜSE.

Ahmet ZORLU

Doğru valla ben şahidim!

Tam da dediği gibi..

Göğsünü siper etti, Fetö’ye karşı.

Ama Hocaefendi’ye yaklaşımı için aynı şeyi söyleyemeyeceğim.

Allah var seviyordu kendisini.

Çocukları iyi bir eğitim almıştı Hocaefendisi! Sayesinde.

Kayseri’de onların önünü açmak için de elinden geleni yaptı, sadece Meclis’te değil.

Trabzonlu Hoca ile yaptığı telefon görüşmesinin tapesi hala ortalıkta dolaşıyor.

Atama ve tayin furyasında sergilediği özveriyi gösteriyor bu konuşma.

Sildirtmek  için az mı çaba gösterdi.

Yaşar Ağabeyi ile kafa kafaya verip Hocaefendisinin kapıdan çevrildiği Şeker Fabrikası’nı nasıl haramilerin! elinden aldığını ballandıra ballandıra anlattığı konuşmaları hala ortalıkta duruyor.

15 Temmuz Gecesi de baktı ibre tersine dönüyor, korkaklık ile kahramanlık arasında ince bir çizgi var.

Reis de çağrı yaptı ‘Çıkın meydanlara’ diye.

Baktı herkes meydanlara yürüyor.

Çıktı kürsüye, Haykırdı Kahramanca!

Zira baktı ki, Hocanın yaverleri stantdlarını kurmaya başlamıştı erken saatte meydana.

Mesela Hacı Abileri! çay ve çorba dağıtıyordu, sabahın köründe meydanda.

Kafa kafaya verdiği Yaşar Abisi ile Şeker’i teslim ettiği, İdris Naim Şahin’in eski yaveri fabrikanın önüne kocaman bir pankart yazdırıp astırmıştı bile.

Böylesi bir gecede pusup olanı biteni bir kenardan izlemenin getireceği sıkıntılar var.

Kağıttan Kaplanların ‘Kahraman’ ilan edilecekleri, at izinin it izine karıştığı bir zaman dilimi.

Siyasetçi iseniz değerlendireceksiniz kardeşim.

Birilerinin yaptığı gibi Pancar Tarlasındaki Motor Evinden, “Dur bakalım gelişmelere göre hareket ederiz” demenin zamanı değildi.

Zaman Darbecilere karşı göğüsleri siper etmenin zamanıydı.

Yargının yarın eski defterleri karıştıracağını dikkate almak lazımdı.

Ne diyor Reis, ‘Korkaklar Zafer Anıtı Dikemez..’

Dikilecek anıta bir tuğla da olsa koyma zamanıydı.

Keşke başlatılan operasyonlar sırasında da Kayseri Adliyesi önünden o fotoğraf yansımasaydı, ’15 Temmuz Gazisi’ bile ilan edilebilirdin.

Ama Mahmut gözaltında kardeşim, Maho bir konuşursa neler olur biliyor musunuz siz?

Yarın bir gün Üssün’ü de aldıklarında, ‘Yandı gülüm keten helva..’

Bir şeyler yapmak, geçmişin izini silmek, Dava Arkadaşlarını! Temize çıkarmak gerekiyordu.

Baksana göğüs göğse mücadele etmiş adam.

Eskiyi karıştırmanın, eski defterleri açmanın ne alemi var!

Oldu bitti işe.

Bir de Mehmet Metiner, Şamil Tayyar, İlker Başbuğ gibi adamlar olmasaydı. Ne güzel silinmişti geçmişin ayak izleri.

Kazın ayağı öyle değil Sayın Memleket Büyüğü!

Daha bunlar iyi günler.

Yarın açılacak tüm defterler.

Demokrasinin erdemi budur.

Adalet eninde sonunda yerini bulur, bulacaktır.

İlker Başbuğun yaptığı,  sırlar odasının penceresini tıklatmaktır sadece.

Yarın o odanın kapıları açılacak.

Tüm kirli ilişkiler ağı bir bir ortaya dökülecek.

“Konuşurum haaaa”cılar varya bülbül gibi şakıyacak.

Ondandır, Adaletin ablukaya alınması.

Ama dedim ya, ‘Gerçeklerin ortaya çıkmak gibi kötü bir huyları vardır..’

İhaleler, kredi görüşmeleri, mahdumlar için bağlanan işler.

Ve, daha neler neler..

Ha çakma şeref madalyaları da var.

Kafa Kafaya verip çevrilen dolapları da unutmamak lazım.

Yazarın Diğer Yazıları