GELİNEN NOKTA

Başlattığınız ve başarıyla! uygulaya geldiğiniz politikalar sayesinde birbirimize şüpheyle bakar hale geldik.

Kırsalda, “O illet ya da Zillet” diyerek, verilen selamı ortada bırakanlar türedi.

Kentlerde, evimize çıkmak için kullandığımız asansörün başında biri varsa, ya onun çıkmasını bekliyor, ya da tedirgin bir şekilde yaklaşıyoruz.

Günaydın ve Merhaba sözcüklerini, karşılaştığımız bina komşuları için kullanmaya imtina ediyoruz artık.

 Sokakta gördüğümüz sevimli bir çocuğun başını okşama isteğimizi, ona sempatiyle yaklaşma hevesimizi içimize atıyor, ‘Sapık’ damgası yememek için derin bir iç geçirmek zorunda kalıyoruz.

Çocuğumuzu yazdıracağımız okulu belirlemek, hangi sınıfın öğretmenine güveneceğimizi seçmek için günlerde dedektiflik yapıyoruz sayenizde.

Karpuz gibi ortadan ikiye böldünüz bu Aziz Milleti..

Geçmişte Tansu Çiller seçim propagandasında iki anahtar vaat ederek gezerdi seçim meydanlarını.

Siz onu bire düşürdünüz, “Bize oy verin, cennetin anahtarını alın” sözlerini duydukça isyan ediyor ve ellerimi açıp Yüce Yaradana yalvarıyorum;

“Yüce Tanrım, şu cennetin anahtarına sahip çık, onun bunun elinde geziyor” diye.

Tamam dinsel motifleri kullandınız ses çıkarmadık, ama adam resmen Cennet Anahtarı vaat ediyor yahu.

Adaleti iç ettiniz Adaleti..

İnanmıyorsanız, güven endekslerine göz atın.

Kaçıncı sıradan kaçıncı sıraya geriledi Adalete güven.

Sayenizde batmanla aldığımız patatesi-soğanı kiloyla,  kiloyla aldıklarımızı ise ya gramla, ya da sayıyla almaya başladık.

Kurduğunuz tanzim satış merkezlerinde, domatesi 1 lira daha ucuza alabilmek için 3 saat bekleyen emekliyle, “Bu varlık kuyruğu” diye dalga geçtiniz.

‘Röportaja, Kürtaj’ diyen acaip tipleri sokağa saldınız.

Adaylarınız camilerde canlı tv programları yapıyor.

Minarelerde AKP Flamaları sallanıyor.

Bunca, İslam’a ve İnsana hakarete, Diyanetten tık yok.

Yeni Zelanda’da terörist Müslümanları katlediyor ve yaptıklarını propagandasını yapmak için kameraya çekiyor, siz o görüntüleri meydanlarda propaganda malzemesi olarak yayınlıyorsunuz.

Yayınlamakla kalmıyor, elinizden gelse, “Bu cani CHP Liderinin eski arkadaşı” diyeceksiniz.

Hangi TV Kanalını açsak, aynı görüntü, aynı azar sesi..

Söylemlerinizde, millet yok.

Varsa yoksa Bay Kemal..

Dün Çanakkale Zaferinin yıldönümü idi.

Emperyalizm ittifakının ordularını söküp attığımız günün, yüzbinlerce şehidi bağımsızlık uğruna toprağa verdiğiniz günün,  Dünyaya “Çanakkale Geçilmez” dedirttiğimiz günün,  Mehme’din Komutanına, “Komutanım tetik bozulmuş tüfek ateş etmiyor” dediği ve komutanın, “Evladım tetik sağlam, senin parmağın kopmuş” dediği günün yıldönümüydü.

Böylesi günlerde bu millet, ortak duyguda birleşir, zaferin gururunu, şehide saygıyı aynı anda yaşardı.

Bunu bile yapamaz hale geldik sayenizde.

Partinizin mitinginde, 200 gram çay için bile tekme tokat kavga edenler ülkesi haline getirdiniz güzel yurdumu.

Ama yeter.

Bu kadar aşağılanmaya layık değildir bu millet.

Hala 10 günden fazla zaman varken, lütfen Yüce Dinimizden elinizi çekin.

Türk Milletinin yarısını aşağılamaktan, yaftalamaktan vazgeçin.

Giydiğiniz kibir elbisesini çıkarın ve hatalarınız için bu Milletten özür dileyin.

Zira, yarın bunları yapmak için çok geç olabilir.