Ozan Arif için okutulacak mevlide 'seçim yasağı' tepki topladı

Bir süre önce hayatını kaybeden Ülkücü camianın sevilen sanatçılarından Ozan Arif için, Aksaray'da camide mevlit okutulmasına Müftülüğün izin vermediği ortaya çıktı.

Ozan Arif için okutulacak mevlide 'seçim yasağı' tepki topladı
TAKİP ET >> Google News ile Takip Et

Bir süre önce hayatını kaybeden Ülkücü camianın sevilen sanatçılarından Ozan Arif için, Aksaray’da camide mevlit okutulmasına Müftülüğün izin vermediği ortaya çıktı.

Bu duruma Ozan Arif’in oğlu Mehmet Alp Şirin isyan etti. Mehmet Alp açıklamasında, “Belli ki müftü efendi ya olayı yanlış anlamış, ya da bilmesi gereken bazı temel bilgilerden bihaber. Bizim dinimizde siyaset, parti veya seçim gibi dünyevi meşgalelerin ahretle alakası yoktur” dedi. Diğer yandan İş adamı Necip Dinçer de, ortaya çıkan bu duruma tepki gösterdi. Dinçer, “Bu tavır insanlığa sığmıyor” dedi.

 Ozan Arif’in oğlu Mehmet Alp Şirin, sosyal medya üzerinden müftülüğün açıklamasını da paylaşarak, 'AHİRET ve SİYASET' başlığıyla şu ifadeleri kullandı: Babamın Hakk’a yürüyüşünün 40. günü dolayısıyla babamın gönüldaşları Aksaray’da bir mevlid okutmak istemişler. Allah şahit, benim ne böyle bir niyetlerinden, ne de resmi başvuruda bulunduklarından bu akşama kadar haberim yoktu. Bu akşam bana ulaşan ve sizinle aşağıda paylaştığım kararla Aksaray İl Müftüsü Cemalettin Bal, babamın gönüldaşlarının dilekçesini okutulmak istenen mevlidin 31 Mart 2019 mahalli seçimleri öncesine denk geldiğini belirterek 633 Numaralı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un 25. maddesini gerekçe göstererek reddetmiş. Paylaştığım kararda yazmasına rağmen, ben herhangi bir yanlış anlaşılmaya sebep olmaması için tekrar internetten mevzu bahis kanun maddesine baktım. Aynen şöyle yazıyor: ‘’Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluşunun her derecesinde görev alan personel, Memurin Kanununun hizmetliler için yasak ettiği siyasi faaliyetten başka, dini görevi içinde veya bu görevin dışında, her ne suretle olursa olsun, siyasi partilerden herhangi birini veya onların tutum ve davranışını övemez ve yeremez. Bu gibi hareketleri tahkikatla sabit olanların, ilgili ve yetkili mercilerce işine son verilir.'

Şimdi; belli ki müftü efendi ya olayı yanlış anlamış, ya da bilmesi gereken bazı temel bilgilerden bihaber. Bizim dinimizde siyaset, parti veya seçim gibi dünyevi meşgalelerin ahiretle alakası yoktur. Zaten bunun için babamın cenazesinde de siyasi bir hava esmemiştir. Yasin-i Şerif okunurken Kelime-i Şehadetle bu dünyadan ayrılan babam dinimiz İslam’ın usulüne uygun olarak ahirete yolcu edildiğine on binlerce insan bizzat şahitlik etti. İmanı mensubu olduğu siyasi parti olan ve parti başkalarına tapanlar ölülerinin ardından neler yapar, neler yapmaz ben bilemem. Lakin biz Amentü’ye iman etmiş müslümanların dini İslam’a göre ölmüşlerimizi hayırla yad etmek vaciptir. Bunun için, sünnet veya farz olmasa da adettendir; mevlitte kutsal kitabımız Kur’an'ı Kerim ve dua okuruz. Ne siyaset konuşuruz, ne slogan atarız, ne siyasi içerikli pankart asarız, ne de parti amblemli şeker, lokum veya çay dağıtırız. Ve asla ve asla 50 tane müslümanın katledilişini tekrar herkese göstererek oy toplamaya çalışmayız!

Ayrıca müftü efendi gönüldaşlarımızın talep ettiği mevlidin de mahalli seçimler öncesine denk gelmesinin elimizde olmayan sebeplerden kaynaklandığından emin olabilir. Çünkü yine bizim dinimiz İslam’a göre biz Allah’ın bize kaç nefeslik ömür biçtiğini asla bilemeyiz.  Babamın vefatının 13 Şubat 2019’a değil, daha sonraya, çok ama çok daha sonraya, daha nice seneler sonraya denk gelmesini, hatta keşke benim görmeme gerek kalmayacak kadar sonraya denk gelmesini can-ı gönülden ne kadar çok arzuladığıma Allah şahittir. Ama takdir-i ilahi buymuş. Ne babam Ozan Arif’in, ne de bizim bu tarihi değiştirmeye gücümüz yetmezdi ve yetmedi. Kutlu emir 13 Şubat’a denk gelince, 40. günü birilerinin titizlikle dikkat ettiği 31. Mart’tan önceye denk geliyor işte… Yapılacak bir şey yok. Her neyse, yazdığım bu sebeplerden dolayı talebin reddedilmesinin mevzu bahis kanun maddesi ile açıklanmasının tamamen yersiz olduğu kanaatindeyim. Zira bu kanunu hayatında doğrudan veya dolaylı siyasetle uğraşmış herkese uygulamaya kalkarsanız memlekette başta siyasiler (ve görüldüğü gibi din görevlileri!) olmakla beraber cenaze namazı veya mevlidini okuyabileceğiniz kimse kalmaz. Bunu da bilin! Yine de bu vesile ile, bize bile haber vermeden babam için bu organizasyonu gerçekleştirmek isteyen gönüldaşlarıma teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Allah razı olsun, Allah her iki cihanda da önlerine çıkarsın. Bu arkadaşlarımızdan ricam, lütfen müftü efendinin kararına itiraz etmesinler. Allah’ıma şükürler olsun, bildiğim kadarı ile henüz ölmüşlerimize üç İhlas, bir Fatiha okumamızı engelleyen bir kanun veya kararname yok. Selam ve saygılar;

 İŞ ADAMI NECİP DİNÇER’DEN DE TEPKİ GELDİ

İş adamı Necip Dinçer de ortaya çıkan tabloya tepki gösterdi. Dinçer, “Camide  Mevlit yasaklamak vahim bir durum. Yaşadığı sürece haksızlıklara ve zulme uğrayan Ozan Arif’in mevlidinin okutulmaması için talimatla görevlendiriliyorlar. Bu tavrın İslam’a sığmadığı gibi insanlığı da sığması mümkün değil. 40. gün mevlidi seçim öncesine gelmiş de siyasi olurmuş. O zaman bizim ölüm tarihimizi müftülük ayarlasın. Bizler de müftülerin münasip gördüğü tarihlerde ölelim! Mevlidimizi de çocuklarımız rahat okutsun”

 İş adamı Necip Dinçer, Ozan Arif'i son günlerinde de yalnız bırakmayan isimler arasındaydı...