'OHAL'i ve darbe girişimini Allah'ın bir lütfu olarak değerlendirmeye başladılar'

  'OHAL'i ve darbe girişimini Allah'ın bir lütfu olarak değerlendirmeye başladılar'
TAKİP ET >> Google News ile Takip Et

KAMU Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Genel Sekreteri Hasan Toprak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile AKP Hükümetini eleştirerek, “Ülkeyi Erdoğan, tek adam olarak yönetmek istiyordu ve 15 Temmuz öncesinde bunu gerçekleştirme koşulları yoktu. OHAL’i ve darbe girişimini Allah’ın bir lütfu olarak değerlendirip, tek adam tek parti yönetimini yaşama geçirmenin bir aracı olarak da kullanmaya başladı.” dedi.

 

KESK Genel Sekreteri Hasan Toprak, Eğitim-Sen Kayseri Şubesi’nde düzenlediği basın toplantısında OHAL ve çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelere tepki gösterdi. Toprak, “Hükümet, OHAL’in gerekçesi FETÖ örgütüne karşı yaptırım ve tasfiye hareketi olarak ifade edilmiştir ama gelin görün ki, OHAL’in ilan edilmesinden 3 ay geçti, şu an kimse darbecilerin yargılandığını düşünemiyor. Darbecilerle bir mücadele, yargılanma işi ortadan kalkmış siyasal iktidar kamu emekçilerine, topluma muhalif kesimlere, televizyon kanallarına, kendisinin istemediği, önünde engel gördüğü, muhalif gördüğü ne kadar kesim varsa ona karşı bir saldırıya doğru yönelmiştir.

Ülkeyi Erdoğan, tek adam olarak yönetmek istiyordu ve 15 Temmuz öncesinde bunu gerçekleştirme koşulları yoktu. OHAL’i ve darbe girişimini Allah’ın bir lutfu olarak değerlendirip, tek adam tek parti yönetimini yaşama geçirmenin bir aracı olarak da kullanmaya başladı. Kanun Hükmünde Kararnameler çıkarıldı ve bu kararnamelerin hukuksuzluğu bir kez daha ortaya çıkmıştır. Kanun Hükmünde Kararnamelerle birlikte Devlet, Meclis olmadan, adalet olmadan, hukuk olmadan yönetmenin zemini olarak da değerlendirmiştir ve bunu değerlendirmek için de bunun tadını alan AKP Hükümeti OHAL’i 3 ay daha uzatmıştır.” şeklinde konuştu.

 

KESK olarak askeri ve sivil darbelere karşı olduklarını ifade eden Toprak, 15 Temmuz darbesi ile ilgili olarak yayınladıkları bildiride  askeri darbelere de sivil darbelere yönelik düşüncelerini kamuoyuyla paylaştıklarını belirtti. Toprak, şunları söyledi: “Askeri darbelerde en çok muzdarip olan örgütlerin başında da Kamu Emekçileri Sendikaları geliyor. Ve her darbenin nelere yol açtığını da kendi yaşantısından, tecrübesinden emekçiler öğrenmiş bulunuyor. Sivil darbe derken de bugünleri görerek, bir sivil darbe olacağını görmüştük. Bu anlamda sivil darbelere de karşı olduğumuz belirtmiştik. Esasında ülkemizde yaşanan bugün bir sivil darbe sürecidir. 11 bin 301 Eğitim-Sen üyesi geçen 8 Eylül’de  açığa alındı. Açığa alınan eğitim emekçilerinin herhangi bir hukuki dayanağı gerekçesi olmadığını bir kez daha söylemek istiyorum. Bu eğitim emekçisi arkadaşlarımız laikliği savunan, bilimi savunan, özgürlüğü savunan, barışı savunan arkadaşlarımızdır. Bütün suçları da budur. AKP açısından bilimi, barışı savunmak, laikliği savunmak, özgürlüğü savunmak, emeğin hakkını savunmak bir suç olarak lanse edilmiştir. Bütün bunlarla birlikte biz KESK olarak açığa alınan tüm kamu emekçilerine hukuki yardımda bulunacağımızı yardım ettik. Ve bu anlamda da mağdur olan 103 bin kamu emekçisinin her türlü desteği KESK olarak sağlayacağız. Aynı zamanda bir hukuki süreç işletiyoruz. Savcılık sendikal eylemliklerden dolayı açılan soruşturmayı, ‘soruşturmaya gerek yok’ diye dosyayı kapatmıştır. Ama aynı gerekçeyle hükümet kamu emekçilerini işinden atmakta veya açığa almaktadır. Biz inanıyoruz ki kanun hükmünde kararnameler, OHAL ile bir devletin yönetilemeyeceğini, bunun ortadan kaldırılması gerektiğini, Meclis’te grubu bulunanlar, grubu bulunmayalar, emek ve demokrasi güçleri ile  birlikte Türkiye’nin demokratikleşmesi için hep birlikte mücadeleye devam edeceğiz.” Toprak, ayrıca 15 Ekim’de Ankara’da “İşimize ve Geleceğimize sahip çıkıyoruz’ sloganıyla miting yapacaklarını da açıkladı.