HALAÇOĞLU: ALPARSLAN TÜRKEŞ'İN EN BÜYÜK ESERİ ÜLKÜCÜLERDİR.

HALAÇOĞLU: ALPARSLAN TÜRKEŞ'İN EN BÜYÜK ESERİ ÜLKÜCÜLERDİR.
TAKİP ET >> Google News ile Takip Et

MHP Grup Başkan Vekili ve Kayseri Milletvekili Prof Dr Yusuf Halaçoğlu bir açıklama yaparak ölümünün ardından 18 sene geçen ve geçtiğimiz hafta sonu Anıt mezarı başında MHP’liler tarafından tören ve dualarla anılan MHP Kurucu Genel Başkanı  Merhum Alparslan Türkeş’in  anma haftası nedeniyle mecliste gündem dışı söz alarak bir konuşma yaptı. Halaçoğlu “ Aradan geçen 18 yıla rağmen ona olan sevgimiz hiçbir zaman azalmamıştır. Aksine yaşadığımız siyasal gelişmelerin onu hep haklı çıkartmış olması, hayatta iken ortaya koyduğu vizyonun doğruluğuna bizleri daha da inandırmış, gücümüze güç katmıştır.”dedi

MHP Grup Başkan Vekili ve Kayseri Milletvekili Prof Dr Yusuf Halaçoğlu TBMM’de gündem dışı  söz alarak bir konuşma yaptı. Halaçoğlu konuşmasına İşte bugün hayırla anılan bir kişiden bahsetmek istiyorum.diyerek başladı. Mücadeleyle geçen seksen yılık bir ömürden sonra, 4 Nisan 1997’de ebediyete intikal eden Başbuğumuz Alparslan Türkeş’i, minnet ve rahmetle anıyorum.diyen Yusuf Halaçoğlu  açıklamasını şöyle sürdürdü “Aradan geçen 18 yıla rağmen ona olan sevgimiz hiçbir zaman azalmamıştır.Aksine yaşadığımız siyasal gelişmelerin onu hep haklı çıkartmış olması, hayatta iken ortaya koyduğu vizyonun doğruluğuna bizleri daha da inandırmış, gücümüze güç katmıştır.Merhum Başbuğumuz mücadeleci bir ruh, inanmış bir kalp, milletine sevdalı bir yürek, tarihine sadık bir şuur, zorluklara eğilmeyen bir cesaret, yılmayan ve teslim olmayan bir iradedir.Bu az bulunur özellikler, onu yaşadığı çağın önemli devlet ve siyaset adamlarından birisi haline doğal olarak yükseltmiştir.Onu ve eserlerini anlamanın en emin yolu, fikirlerini, aksiyonunu ve metodunu, verdiği mücadelenin imkân ve şartlarını dönemine göre yorumlamaktan geçmektedir.Merhum Alparslan Türkeş, milliyetçiliği dışlayan ve tehlikeli gören düşüncelerin rağbet bulduğu bir dönemde, Türk milliyetçiliğinin bayraktarlığını yapan gönül, fikir ve eylem adamıdır.Milletimizin şahsında taçlandırdığı Başbuğ unvanı; millet, vatan ve devlet sevgisi ile özdeşleşerek adeta bayraklaşmıştır.Yapılan karşı müdahalelere rağmen Türk milliyetçiliği, Anadolu’nun her köşesine onunla yayılmış ve Türk gençlerinin vicdanında yer bulmayı onunla başarmıştır. “Doğru bir fikri yenecek hiçbir kuvvet yoktur” diyen Başbuğ, iki asırdır fikir ve felsefe arayışının sürdüğü Türk düşünce tarihine istikamet vermiş, milliyetçiliği milletle buluşturacak iman ve aşk dolu hareketin öncülüğünü yapmıştır.Bu liderlik özelliği ile etki alanı Türkiye dışına da taşmış, Türk Dünyasına ve ortak kültür dairesindeki bütün mazlum milletlere umut olacak yeni bir diriliş ateşi yakmıştır.O, bir siyasal hareketin mimarı olmasının yanı sıra, hayat çizgisi içinde sarsılmaz inancın ve ufuk ötesini gören engin bir muhakemenin de temsilcisi olmuştur.Yürekten inandığı ve gönülden bağlandığı Türklük sevgisi uğruna, her türlü meşakkati göze alabilmiştir.Örnek bir inanç timsali olarak Türkiye’nin “Aç hürler ve tok esirler” ülkesi olmasını tümüyle reddetmiştir.Soğukkanlı ve sağduyulu analiz kabiliyeti, Türk milletinin değerleri ve çıkarları konusundaki derin hassasiyeti herkes tarafından kabul görmüştür.Onun uzlaşmacı, barışçı, yapıcı siyaseti Türkiye’yi birçok kez krizden kurtarmış, Türk milletinin kardeşlik bağları için hep ümit aşısı olmuştur.Fırtınalı geçen hayatı boyunca, herkesin düştüğü yerde ve zamanda, o kalkıp dosdoğru ve tek başına yürümeyi başarabilmiştir.Milliyetçi Hareket Partisi, onunla başlayan süreçte öze dönüşün, ilkeli tutumun, dürüstlüğün, tarihi ve kültürel ihtişamın simgesi olmuş ve bugün Türkiye’nin yegâne kurtuluş çaresi mevkiine hak ederek çıkmıştır.Merhum Başbuğumuzun diktiği fidan bugün çınarlaşmış, milletimizin takdir ve teveccühünü üst seviyede kazanmıştır.O’nun en büyük eseri ülkücülerdir.Vatan ve millet bekasına adanmış ülkücü ömürler Türkiye’nin gelecek iddiası, sosyal ve ekonomik meselelerin reçetesi, birliğinin ve bölünmez bütünlüğünün teminatıdır.“Ülkücüler, insanlık âlemi içinde ne uşak olmayı, ne de başkalarını uşak olarak kullanmayı kabul etmeyen şerefli bir bayrağın taşıyıcısıdır.” diyen merhum Türkeş’in bizlere bıraktığı mücadele disiplinini mutlaka iktidara taşıyacağız.Üzerimizde projelendirilen oyunlar dün işe yaramadı, bugün de yaramayacaktır.Varlığımızı hedef alan saldırılar dün başaramadı, bugün de aynısı olacaktır.Düşmemizi amaçlayan karanlık kampanyalar, şirret operasyonlar, çirkin emeller, yıkım ve yenilgiye odaklanmış tezgâhlar dün sonuç alamadı, bugün de olacak olan budur.Özgüvenimiz tam, heyecanımız tarifsizdir.Mensubiyetinden onur duyduğumuz Türk milleti her türlü badireyi aşacak, her türlü çileyi yenecek, her türlü mihneti yutacak ve yok edecek çap ve kırattadır.Yürekleri vatan sevgisiyle çarpan Türk milliyetçileri hiç olmadığı kadar diri, hiç olmadığı kadar uyanık, hiç olmadığı kadar azim ve inançla perçinlenmiştir.Bu vesile ile gönlümüzdeki yeri hiç değişmeyecek olan Başbuğumuz Alparslan Türkeş’i, dava ve ülkü şehitlerimizi bir kez daha rahmet ve şükranla yâd ediyorum.Merhum liderimizin kabrinin nur, mekânının Cennet olmasını Cenâb-ı Allah’tan niyaz ediyorum. Ruhu şad olsun.”